0043 – Kur’an gökten zembille inmedi, insanın tuttuğu kalem ile yazıldı?!!

Kur’an sayfalara yazılı olarak gökten zembille inmedi, insan elinin tuttuğu kalem ile yazıldı. Kur’an’ın insan sözü olduğunu iddia etmek için ekstra bir bilgiye veya delile ihtiyaç yoktur. Bilakis Kur’an’ın insan sözü olmadığını iddia edenlerin, Müslümanların bu iddialarını ispatlayacak objektif kriterlere dayalı çok açık, bilimsel yöntemler ile tespit edilebilecek delillere ihtiyacı vardır.

Kur’an’ın insan sözü olmadığının anlaşılması, insan sözü ile mukayesesi yani, benzerliğinin ölçümü ile mümkündür. Bu eylem Kur’an’ın ayetlerinde açık olarak Müslümanlardan talep edilmektedir. Kur’an’da Müslümanların, Kur’an’ın insan sözü olduğunu iddia edenlerden, onun benzeri bir veya on sure getirmelerini, talep etmeleri istenmektedir. Getirilen ve benzer olduğu iddia edilen surelerin (yazının) tabi ki benzerliğinin ölçülmesi gerekecektir. Bu benzerlik ölçümü için, objektif benzerlik kriterlerinin tanımlanması ve bu kriterlerin insanlar tarafından neden karşılanamayacağının bilimsel olarak gösterilmesi, ortaya koyulması gereklidir.

Benzerlik ölçüm kriterleri objektif olarak tanımlanmış ve ortaya koyulmuştur.
Gerekli olan deliller bulunmuştur. Kur’an insan sözü değildir.

Kur’an İnsan sözüdür iddiasında bulunanları anlamakta çok güçlük çekiyorum. İddialarını savunurken Kur’an’ın değiştirilmiş, müdahale edilmiş yani, Hz. Peygamberin as. yazdırdığı orijinal metin olmadığını göstermeye çalışıyorlar, iddialarını bu yol veya yöntemle ispat etmeye çalışıyorlar.

Bana çok komik geliyor, sizce de çok komik değil mi? Yani, Kur’an İnsan sözüdür iddiasında bulunanlara, elimizdeki metnin orijinal olduğunu ispatlasak, bu metnin insan sözü olmadığını kabulmü edecekler? Böyle mi düşünüyorlar, siz böylemi düşünüyorsunuz? Hayır, kesinlikle hayır. İnsanın öncelikle kendine karşı dürüst olması gerekiyor.

Kur’an’ın insan sözü olmadığının ispatlanması ile Kur’an’ın orijinal metin olduğunun ispatlanması aynı konular değildir. Farklı iddialar, farklı konulardır. Aralarında mantıksal bir ilişki vardır, fakat Kur’an’ın orijinal olduğunun ispatlanması, bu metnin insan sözü olmadığını gerektirmez. Elimizdeki metnin orijinal olması bu metnin insan sözü olmadığı iddiası için gerek bir şarttır fakat yeter şart değildir.

Oysa benim ortaya koyduğum objektif kriterlerin sonuçları, elimizdeki metnin insan ürünü olup olmadığını ispatlamamız için gerek ve yeter şartları sağlamaktadır. 

Yani, Kur’an, Hz. Peygamberin as. Allah’tan aldığı vahiyleri yazdırdığı metin, orijinal olarak elimize ulaştı diyelim. Bu metnin değişmeden elimize ulaşmış olması, bu metnin insan ürünü olmadığını göstermez! Elimizdeki metin insanlar tarafından müdahale edilmiş, değiştirilmiş bir metin olsun veya orijinal metin olsun. Elimize nasıl ulaşmış olursa olsun bu metnin insan ürünü olup olmadığını anlamak için kullanacağımız yöntem değişmeyecektir. İki metnin de veya herhangi bir metnin de insan ürünü olup olmadığını aynı yöntemleri kullanarak tespit ederiz, edeceğiz. Bu yöntem kriptolojiden başka bir yöntem değildir. Metinde objektif kriterler üzerine bina edilmiş bir kriptografik bulmaca ortaya koyulmalıdır. Bu kriptografik bulmacayı (kodlamayı) insan dizayn ederse, insanın benzerini yapamayacağını iddia etmesi paradoks oluşturur, anlamsız olur. Bu kriptografik bulmaca (kodlama), metni yazan tarafından bütün çözümleri bilinmek şartıyla yapılabilir. Bütün çözümleri, bütün varyasyonları bilmeyen  tarafından bu kriptografik bulmacanın (kodlamanın), düzenlenmesi beklenemez. Bizler ancak metin içindeki bu kriptografik bulmacayı (kodlamayı) bulup, fark edip ortaya çıkarabiliriz, düzenleyemeyiz, tasarlayamayız.

Anlamak istemeyen insanlara bilimsel bir tespiti, gözlem ve ölçümü ısrarla anlatmak gibi bir zorunluluğum olduğunu hiç zannetmiyorum. Anlamak, görmek isteyen, kendine, bilimsel düşünceye, bilimsel yaklaşıma saygısı olan ve değer veren insanlar görecek anlayacaklardır. Bu iddia bir dini görüş, bir inanç değildir. Bu kadar açık, bir web uygulaması olarak somutlaştırılmış,

(https://kod.7ve19.com/Ha-Mim_5_1_Tr.asp)

herkesin rahatlıkla görebileceği, deneyimleyebileceği bir bilimsel gerçeği, bu iletişim imkanlarıyla, bu çağda ben birilerine hala anlatamıyorsam, üstelemenin anlamı olduğunu zannetmiyorum. İnsanların bazıları, tarihin birçok döneminde bağnazlıklar göstermiştir. Anlamak istemeyenler aynı tip insanlardır ve yapılanlar yine bu tiplerin bağnazlıklarından başka bir şey değildir.

16.04.2023 Mustafa Kurdoğlu

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*