017.00 – Alt veri grupları “Kilit Harfleri” (Huruf-u Mukatta harfleri)

Bu makaleyi okumadan önce kavramları ve olguları derleyerek yeni yazdığım
aşağıda linkini verdiğim makaleyi okumanızı tavsiye ediyorum.
Olayı en basit olarak nasıl özetleyebilirsiniz?

Kur’ân’da 29 adet surenin başında bulunan ve ne mânâya geldikleri hâlâ bilinmeyen ama asırlardan buyana tartışılan harflere, “hurufu mukatta” denir. Bunlar “elif lâm mîm”, “hâ mîm”, “kaf hâ yâ ayn sâd”, “elif lâm râ”, “nûn”, “sâd”, “tâ sîn mîm” yahut “yâ sîn” gibi tek veya grup hâlindeki harflerdir. Hece harfleri, kesik harfler anlamına gelen Hurufu Mukatta harfleri, sûre başlarında kesik kesik, ikisi üçü birleşik veya tek başına yazılı bulunan harflerdir. Bu harfler okunurken de teker teker okunur, bir kelime gibi okunmaz.

Hurufu mukatta meselesi, İslâm âlimlerini asırlar boyunca meşgul etmiş ve ne mânâya geldikleri konusunda ortaya birçok görüş atılmıştır. Her tefsircinin kanaati başka olmuş, harfler ile âyetler ve Levh-i Mahfuz arasında bağlantı kuranlar çıkmış, bu harflerin Allah ile Peygamber arasında şifre olduğunu söyleyenler olmuş ve bu görüşlerin hepsi yazılmış, kitaplara geçmiştir.

Sayısal kodlama çalışmaları sonucunda bu harflerin, Kur’ân’daki sayısal kodlama yapısının adeta anahtarları olarak işlev gördüğü ortaya çıkmıştır. 29 surenin 19 tanesinin birinci ayeti Hurufu Mukatta harflerinden oluşur ve bu şekilde sayısal kodlama ile ilgili ilk işaret verilmiş olur. 29 surenin diğer 10 suresi olan ve birinci ayeti Hurufu Mukatta harfleri ile başlayıp devam eden surelerin ayetlerindeki “Allah” lafzının tekrar sayısı 247 dir.

247 sayısı 7, 19 ve 2 kodlama sayılarını doğrular. 247 ≡ 0 (mod 19)  ve  ≡ 2 (mod 7)

Ek olarak, bu sureler içinde “Allah” lafzı geçenlerin, sure numaralarının toplamı 190 sayısını verir.
10+11+12+13+14+15+27+38+50 = 190 ≡ 0 (mod 19) kodlama sayısını doğrular

Hurufu Mukatta harflerinin bir anlam ifade etmediği halde hiç dokunulmadan, aynı şekilde 1400 sene boyunca aktarılmasında, düşünen insanlar için bir işaret olması gerektiğine inanıyorum. Düşünün harflerin bir anlamı yok veya varsa bile, kimse bilmiyor. Bu harfler neden asırlarca hiç değişmeden, dokunulmadan nakledilsin ki? Birisi çıkıp niçin şöyle dememiş “Bu harfler yanlışlıkla oraya yazılmış, bunların anlamı da yok, kaldırın bunları kitaptan” neden dememişler. NEDEN? Kur’ân anlamsız harfler mi barındırıyor? Kur’ân’da anlamsız bir şey olabilir mi?

Bütün ilgililere soruyorum: Bu harfler NEDEN bu zamana kadar hassasiyetle korunmuş ve nakledilmiş.

 Ne işe yarıyor bu harfler?

Kimsenin cevabı yok ise, benim cevabım var. Anlamak isteyene …

Huruf-u Mukatta harflerine Toplu Bakış:

Diğer Hurufu Mukatta harfleri ve harf grupları üzerinde çalışmalar devam etmektedir.

Kur’ân’daki sayısal sisteme itiraz edenler, “böyle bir sistem yok, spekülasyon, nümeroloji, sayı oyunları, çambazlık” şeklinde açıklama yapanların, şimdiye kadar yapılan çalışmalar sonucunda netleşen yukarıdaki tablolar karşısında verebilecekleri, kendi söylediklerini destekleyen, cevap niteliğinde iyi bir açıklamaları olması gerktiğini düşünüyorum ve o açıklamaları yayınlamalarını sabırsızlıkla, merakla bekliyorum.

“Tesadüf, denk gelmiş, bu tablolarda ne var? Bu veya benzer denklikleri isteseniz her kitapta bulabilirsiniz …” gibi günü kurtaran, kaçamak cevaplar, hiçbir akıl sahibini tatmin etmeyecektir. Bu tür açıklamalara karşılık Kur’ân’ın kendi cevabını hatırlatıyorum. Benim Kur’ân’ın cevabının üstüne söyleyecek bir sözüm yoktur.

—–   2 – Bakara Suresi – Ayet 23 (Mushaf Sırası: 2 – Nüzul Sırası: 87 – Alfabetik: 11)   —–

وَاِنْ كُنْتُمْ فٖى رَيْبٍ مِمَّا نَزَّلْنَا عَلٰى عَبْدِنَا فَاْتُوا بِسُورَةٍ مِنْ مِثْلِهٖ وَادْعُوا شُهَدَاءَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِقٖينَ

Diyanet Meali: 2:23 – Eğer kulumuza (Muhammed’e) indirdiğimiz (Kur’ân) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi çağırın (ve bunu ispat edin).

—–   17 – İsra Suresi – Ayet 88 (Mushaf Sırası: 17 – Nüzul Sırası: 50 – Alfabetik: 46)   —–

 قُلْ لَئِنِ اجْتَمَعَتِ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلٰى اَنْ يَاْتُوا بِمِثْلِ هٰذَا الْقُرْاٰنِ لَا يَاْتُونَ بِمِثْلِهٖ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَهٖيرًا

 Diyanet Meali: 17:88 – De ki: “Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’ân’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.”

—–   6 – Enam Suresi – Ayet 115 (Mushaf Sırası: 6 – Nüzul Sırası: 55 – Alfabetik: 20)   —–

وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ صِدْقًا وَعَدْلًا لَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِهٖ وَهُوَ السَّمٖيعُ الْعَلٖيمُ

Diyanet Meali: 6:115 – Rabbinin kelimesi (Kur’ân) doğruluk ve adalet bakımından tamdır (tamamlanmıştır). Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

—–   15 – Hicr Suresi – Ayet 9 (Mushaf Sırası: 15 – Nüzul Sırası: 54 – Alfabetik: 36)   —–

اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ

Diyanet Meali: 15:9 – Şüphesiz o Zikr’i (Kur’ân’ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*